9 Mart 2010 Salı

Hovercraft : Uçmanın yeni adı


Hovercraft'ların tarihine hiç göz atma fırsatınız oldu mu? İlk hovercraft patenti, 1955 yılında İngiliz mucit Christopher Cockerell tarafından alınmış. Zamanının cidden çok ilerisinde bir dizaynın sonucu üretilmiş bir icattır kendileri. Amfibik yapısı ile bir ilk olmasının yanında o devirde toplu taşıma aracı olarak da gayet başarılı bir şekilde insana hizmet etmiş. Ta ki toplu ulaşımda rakipleri çok daha az yakıt tüketene ve tek dalda daha başarılı olmaya hedefleninceye kadar...

İsminden midir ya da kaderinden mi bilinmez ama yine bir ilk hovercraft'larda yaşanıyor. Bu karada ve suda giden ürünümüz artık uçabiliyor da! Rudy Heeman tarafından Yeni Zelanda'da tasarlanan bu icat Flying Hovercraft (bkz yazı sonu notu) gibi çok yaratıcı (!) bir isme sahip. Flying Hovercraft W.I.G. (wing in ground) adı verilen bir yapı sayesinde 70km hıza ulaşıldığında yerden üç metre havalanabiliyor. Bu noktada bir uçak gibi flap'larını kullanarak süzülebilen alet uçmayı son derece kişiselleştirmiş durumda. Hem de kaptanlık lisansı gerektirmeden...

Biraz teknik detaya girersek havalanma fikrini uçaklarda yaşanan ve (yer etkisi) ground effect diye adlandırılan bir etki üzerine kurulmuş. Bu etki piste inmekte olan uçaklarda rastlanan ve kanatlarla havanın yer arasında sıkışması sonucu bir nevi hava hastığı yaratmasıyla oluşuyor. Rudy ise bu etkiyi uçan hovercraftında sürekli kılarak yer ile arasında mesafeyi koruyabiliyor. Tabii bu etki kısa kanatları yüzünden onun en fazla üç metre yükselmesine olanak tanımakta.

Motoruna göz attığımızda 1.8 litre Subaru motoru kullanan alet saatte 100km yapabiliyor. Uçarken en fazla 160 kilo ya tekabül eden iki kişi taşıyabilirken sadece hovercraft olarak kullanıldığında üç kişi kapasitesine çıkabilmekte. Yakıt tüketimine bakarsak, Hovercraft olarak saatte 10-20lt uçarken saatte 30lt 96 oktan yakıt tüketmekte.<

Bu adresten 27.500$ a alınabilecek ürün eminim ki birçok insanın hayallerini süsleyecek. Bu adrestende kullanım videosuna erişilebilen Flying Hovercraftla şahsen ben (İstanbul'da) boğazı yada (İzmir'de) körfezi bununla uçarak geçip karşıya trafik sıkıntısı olmadan çabukça gitmeyi çok isterdim...

Yazı sonu notu: Flying Hovercraft ilk olarak Jesus Pad (İsa'nın tamponu diyebiliriz) olarak adlandırılmış sonraları global satışı etkileyeceği düşünüldüğünden ismi değiştirilmiş.

Kablosuz Büyüteç Hemde TV üzerinden

Çağ, İtalyalı entellektüellerin gözlerinde, büyüteçlerden çok çok ileri gitti. Büyüteç, gözlük, teleskop, mikroskop... peki büyütmenin sınırları nereye varabilir?

Bir örnek verelim. 16:9 çözünürlükte bulabildiğiniz en büyük TV'nize 15-20 cm'lik bu cihazla büyütebilirsiniz. Üstelik kablolarla uğraşmanıza da gerek yok, tamamen kablosuz olan cihaz ac adaptör ile şarj oluyor ve saatlerce kullanım sunuyor. Fiyatı şimdilik biraz tuzlu gözüken cihaz 149.95$'a satılıyor.

Trackball ve Wireless USB Keypad

Laptoplarda hepimizin bildiği gibi klavyenin sağ tarafındaki keypadlar yoktur. İşte bu alet tam da bunun için. Bu keypadı kendimiz USB'si yardımıyla kullanabiliyoruz. Bunun yanında fare işlevi gören sağ ve sol tuşları da aletin üzerinde mevcut. 10 metreye kadar USb'si radyo frekanslarını algılayabiliyor. 19 standart tuşu, 13 tane de extra tuşu bulunan alet, wireless'ı için de 2.4 GHz radyo frekansı kullanıyor.

boyutu:114 x 134 x 25mm
ağırlığı:143 gr
Fakat bu alet windows 7 kullanıcıları için hayal kırıklığı yaratacak cinsten. Çünkü kullanılamıyor. Sadece windows 2000/Xp/Vista kullanıcıları bu aletten yararlanabilir.

Extra tuşlar içinde bulunan fonksiyonlar ise şöyle:
Farenin sağ ve sol tuşu işlevini gören tuşlar,
Num lock,
Büyüteç,
İnternet, E-mail, Media, Power Point, Word, Excel tuşları
ve Media Oynatıcımız için işlevli tuşlar.
Bu cihaz laptopumuz için son derece portatif.